Kültür; toplumlarda yaşayan insanlar tarafından yaratılır, yaşatılır ve ortaklaşa paylaşılır. Paylaşılan ve kabul edilmiş olan tutum ve değerler o toplumun kültürüdür. Kültür zamanla değişime uğrar. Bu değişimler insanda, toplumda ve onun oluşturduğu kültüre yansır. İnsan her şeyden önce bir doğa varlığıydı ve başlangıçta doğa ile uyum içinde yaşamını sürdürmekteydi. Yaşam gereksinimlerini doğadan toplayıcılık yoluyla karşılıyordu. Bundan sonraki aşamada, insan araç-gereç (alet) yaparak diğer doğa varlıklarının karşısında farklılaşmaya başladı.

Bedensel eksikliklerini alet üreterek gideren insan, artık doğrudan doğruya doğaya değil, ürettiği araç-gerece bağlı olarak yaşamını kurmaya ve doğayı değiştirip dönüştürerek kendisi için kılmaya başlamıştı. Böylelikle insan, yaşamak için zorunlu görevlerini doğa- dan ürettiği sayısız araç-gerece yükleyerek, içinde rahatça yaşayıp düşüncesini geliştirecek yepyeni bir doğa meydana getirmişti. Söz konusu araç-gereçler ilk kültür nesneleri olarak nitelenebilir. Bu araç gereçler, hem doğanın sunduğu olanakları hem de insan gereksinimlerini bir arada, kendi üzerinde yansıtır. Bu nedenle araç-gereçler, bir yönüyle doğayı değiştirir ve dönüştürür, diğer bir yönüyle de onu kullanan insanı dönüştürüp değiştirir. Yeni gereksinimler ortaya çıktığında ise, insan yeni araç-gereçler oluşturur ve geliştirir. İşte bu olgu kültür denilen üretimin temel olgusudur. Görüldüğü gibi burada doğa, insan ve ikisi arasındaki somut ilişki olan araç-gereç arasında üçlü bir etkileşim söz konusudur.

İnsanın üretim biçiminin üçüncü evresinde, tarım karşımıza çıkmaktadır. Tarım döneminde, doğa ürünleri artık insanın denetiminde ekilmekte ve biçilmektedir. Bu ise, bugünkü anlamda kullandığımız culture (kültür, ekin) kavramının köküdür. Toprağa yerleşme insan-insan dayanışması gereğini doğurmuş ve insanlık toplumsallaşma sürecine girmiştir.

İnsan-doğa ilişkisinde nesnel ürünler ortaya konduğu gibi, insan-insan ilişkisinde de toplumsal kültür nesneleri ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda kültür için, insanın, doğa ve toplum ilişkilerinde yaptığı üretimlerin toplamı ve onları kullanma biçimidir şeklinde bir tanım yapılabilir. Bu üretimlerin nesilden nesile aktarımı, biriktirme ve gelişmeyi içinde barındıran tarihsel bir sürecin oluşmasına neden olmuştur.